Zeytinyağının kaliteli olması için üç kritere uygun olması gerekir.
1- Saf ve temiz olması.
Saflık derken tek tür zeytin çeşidinden üretilmiş olmasını kastetmiyoruz. Burada bahsedilen tamamen kimyasal verilerdir.
– Sıkılan zeytinin yapısının bozulmamış olması gerekir. Ağaçtan koparıldıktan sonra en fazla dört saat içerisinde sıkıma alınması gerekir.
– Sıkım aşamasıda 24 derecen daha yüksek bir ısıya maruz kalmaması ve tanklara aktarılmadan önce filtrelenmesi gerekir.
– Zeytinyağının havayla temas etmesini engellemek gerekir.
– Uygun tanklarda muhafaza edilmelidir.
– Sıkım ve saklama prosesinde kullanılan malzemelerden hiçbirinin plastik olmaması gerekmektedir.
Sıkım prosesinin tümünde aparatlarının temiz olması gerekir. Makina parçalarının bakımda kullanılan kimyasalların bakım sonunda tamamen temizlenmesi gereklidir. Hakkıyla temizliği yapılmamış makinalarda sıkılmış bir zeytinyağı uluslararası hiçbir testten geçemez, sızma sınıfına dahil edilmez.
Kısacası şişenizde ya da tenekenizde sadece %100, doğru koşullarda sıkılmış zeytinyağı olmalıdır.
2- Lezzetli olması.
Kaliteli zeytinyağının olmazsa olmazı dengedir. Bir zeytinyağının koku aroması ne kadar yeşilse, burunda hissettiğini damakta da veriyor hatta üstüne sürpriz meyvemsi aromalar katıyorsa o zeytinyağı dengeli dolayısla kalitelidir.
3- Sağlığa yararlı olması.
Her zeytinyağı sağlığa yararlı demek değildir. Zeytinyağının sağlığa yararlı olabilmesi için fenol değerlerinin 300 ile 700 arasında olması gerekmektedir.
Elinizdeki şişedeki zeytinyağının polifenol değeri 700 ve üzeri ise acılık ve yakıcılığı sebebiyle yemeğinize koyamayacağınızdan (çok az sayıda istisna hariç) bu zeytinyağının evinizdeki yeri ecza dolabınız olacaktır.
Not:
Polifenol konusu hakkında kapsamlı bir yazıyı bloğumuzdaki bir sonraki yazıda bulacaksınız.